reklam

Blog Yazarlığı Nasıl Başladı

Blogların içeriği geleneksel internet içeriğinden farklılık gösterdiği için sadece bloglar için kurulmuş özel indeksleme mekanizmaları ve arama motorları bulunmaktadır. Technorati en başarılı blog teknolojilerinden biridir. Ayrıca Google Blog Search adında bir blog arama motoru işletmektedir. 2005 yılında Verisign tarafından satın alınan Weblogs.com, dünyanın en büyük blog ping servisi olarak tüm internet indeksleme mekanizmalarına veri sağlamaktadır.
İnternet ile ilgili ciddi bir araştırma kurumu olan Jupiter Research'ün 2005 yılında yaptığı bir araştırmasına göre, blog sitesi sahiplerinin yarısının yıllık geliri 60.000 doların üstünde; blog okuyanların %60'ı erkek ve blog okuma alışkanlığı olanların %73'ü 5 yıldan uzun süredir internet bağlantısına sahip. Blog okuyanların %28'i blog okumak için RSS kullanıyor. 2005 sonunda yapılan başka bir araştırmaya göre de internet kullanıcılarının %38'i blog kelimesinin anlamını bildiklerini, %27'si ise blog okuduklarını belirtmiştir. Blogosferin nabzını tutma misyonundaki Technorati'nin istatistiklerine göre, günde 50.000'den fazla yeni blog sitesi yaratılıyor.
Blogların kullanımı 1999 yılında Blogger'ın bu hizmeti vermeye başlaması ve kısa süre sonra bunu ücretsiz hale getirmesi ile yaygınlaşmıştır. 2003 yılı Şubat ayında Google, Blogger'ı satın aldı ve Google araç çubuğuna, ziyaret edilen sayfanın adresini doğrudan bloga girmeyi sağlayan 'Blog This!' tuşu yerleştirdi. İngilizce bilen çoğu kişi ilk defa bu düğme sayesinde bloglar ile tanışmıştır. Blogger ile aynı zamanlarda kurulan LiveJournal, sadece belirli kişilerin okumasına izin verilebilen blog sayfaları sağlayarak popüler olmuş bir blog sitesidir. Halen en çok blog yaratılan sistemlerden biri olan LiveJournal, yazdıklarını herkesle paylaşmak istemeyen ve grup bağlarına önem veren kişiler tarafından tercih ediliyor.

Microsoft'un Windows Live Spaces adlı blog sistemi de, MSN üyelerine sunulan Windows Live Messenger hizmetine ilişkilendirilince ciddi bir yayılma göstermiştir. Üyelerin fotoğraf albümü oluşturmasına izin veren sistem, blogların güncellendiği anda paylaşılmasını sağlayan dahili bir yapıya da sahiptir. Daha çok amatör kullanıcılar yönelik bir hizmet olan Windows Live Spaces, görünüş ve yapı olarak değişikliğe pek açık değildir. Ayrıca, Windows Live Messenger daha çok sohbet amacıyla kullanılan bir servis olduğundan, Space'lerde yer alan bloglar da daha çok resim yükleme alanı olarak kullanılmaktadır.
Microsoft, 27 Eylül 2010'da, Windows Live Spaces servisini durduracağını açıklamış ve kullanıcılarına blog'larını ücretsiz olarak WordPress.com'a taşıma olanağı sunmuştur. Hızla büyüyen ve ciddi bir akım haline gelen blog dünyasında, İnternetin devlerinden Yahoo! da 2005 yılının Mart ayında kendi blog sistemi Yahoo! 360'ı açtığını ilan etti. Kullanıcının kendi sunucusuna kurarak çalıştırdığı blog yazılımlarında WordPress liderdir. Son olarak 2007 yılında da, Tim O'Reilly Blogger's Code of Conduct fikrini ortaya atmıştır.

Android İşletim Sisteminin Gelişimi

Android, Google, Open Handset Alliance ve özgür yazılım topluluğu tarafından geliştirilen, Linux tabanlı, mobil cihaz ve cep telefonları için geliştirilmekte olan, açık kaynak kodlu bir mobil işletim sistemidir. Android, aygıtların fonksiyonelliğini genişleten uygulamalar yazan geniş bir geliştirici grubuna sahiptir. Android için halihazırda 1 milyondan fazla uygulama bulunmaktadır. Google Play Store ise, Android işletim sistemi uygulamalarının çeşitli sitelerden indirilebilmesinin yanı sıra, Google tarafından işletilen kurumsal uygulama mağazasıdır.
Geliştiriciler, ilk olarak aygıtı, Google'ın Java kütüphanesi aracılığıyla kontrol ederek Java dilinde yazmışlardır. Open Handset Alliance, 5 Kasım 2007'de Android'i kurduğunu duyurmuştur ve ardından 34 adet donanım, yazılım ve telekom şirketi, mobil cihazlar için telif hakkı olmayan bir işletim sisteminin teknolojinin gelişimi için yararlı olduğu konusunda hemfikir olmuşlardır. Android, Linux çekirdeği üzerine inşa edilmiş bir mobil işletim sistemidir. Bu sistem ara katman yazılımı, kütüphaneler ve API C diliyle yazılmıştır. Uygulama yazılımları ise, Apache harmony üzerine kurulu Java-uyumlu kütüphaneleri içine alan uygulama iskeleti üzerinden çalışır.

Android, derlenmiş Java kodunu çalıştırmak için dinamik çevirmeli (JIT) Dalvik sanal makinasını kullanır ve cihazların fonksiyonelliğini artıran uygulamaların geliştirilmesi için çalışan geniş bir programcı-geliştirici çevresine sahiptir. kaynak

Telefonun Gelişim Tarihi Hakkında

Telefon, ilk olarak telgraf sistemine benzer iki bağlantı üzerinden konuşulacak şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Çoğu defa bir bağlantı demir tel, diğer bağlantı toprak olduğu için yitimler fazla ve sesler karışık olarak işitiliyordu. Bakır alaşımlarının gelişmesiyle tel sayısı arttırıldı. Konuşma sayıları arttıkça bağlantılar yetişmemeye başladı. 1886 yılında tek devreden değişik frekanslarla ses gönderen bir aygıt (multiplex) kısa devresi yapıldı. Uzun hatlara konulan yükselticilerle kayıplar giderildi.
Telefonda en büyük adımlardan biri operatör kullanmaksızın yapılan otomatik konuşmalardır. 1891 yılında geliştirilen Strowger otomatik arayıcıyla araya operatör girmeden aboneler birbirine bağlanabilmiştir. Bu düzenek 1920 yılında Bell düzeneği olarak geliştirilmiştir. 18 Ekim 1892'de Chicago ve New York arasında ilk uzun telefon hattı açıldı. 1948 yılından sonra ise transistörün aygıtının sahneye çıkmasıyla elektromanyetik röle sistemler yerini, elektronik devrelere bırakmıştır.

Elektronik arayıcı sistem ilk olarak 1965 yılında ABD'de servise konulmuştur. Eski telefonlardan Telefonda atılan diğer büyük adım da, uzak mesafe konuşmalarında yüksek frekanslı radyo yayınlarından yararlanılmasıdır. 150-300 km aralıklarla yer alan röle istasyonları konuşmaları koaks kablolardan ve havadan elektromanyetik yayın şeklinde iletmektedir. Frekans yükseldikçe tek bağlantı üzerinden konuşma kanal sayısı da yükselmektedir. Böyle bir sistemle iki röle istasyonu arasında aynı anda 3600 konuşma yapmak olasıdır. Bu gelişmeyi uydular aracılığıyla yapılan konuşmalar izlemiştir.
 Anakaralar arası telefon konuşmaları 1915 yılında başlamıştır. İlk konuşma Paris'le ABD'de Arlingon arasında yapılmıştır. Anakaralar arası telefon konuşmalarında güçlü radyo alıcı vericileri kullanılıyordu. İyonosferin etkisi konuşmaları zorlaştırdığı için sualtı kabloları kullanılmaya başlandı. İlk sualtı kablosuyla telefon görüşmeleri 1950 yılında Florida ile Havana arasında 185 km'lik uzaklıkta yapıldı. Sonuç doyurucu olduğu için 1956 yılında New York ile Londra arasına aynı düzenek kuruldu. Uydu aracılığıyla anakaralar arası ilk telefon konuşmaları 1960 yılında başladı. Echo 1 isimli uyduyla ABD'nin doğu yakası ile batı yakası arasında telefon bağlantısı sağlanınca bunu Telstar I, Telstar 2 ve diğer uydular izledi. Bugün uyduların devreye girmesiyle gemi ya da uçaklarla otomatik telefon konuşması yapılabilmektedir. 1985 yılında uzay mekiği Discovery'nin yörüngeye koyduğu uydulardan biri aynı anda 20.000 konuşma yapabilmeye olanak verir.

Cep Telefonları Elemanlarını Tanıyalım

Cep telefonu, kolayca taşınabilen, geniş kapsama alanlı, kablosuz telefon sistemini kullanan bir iletişim ve multimedya aygıtı. Cep telefonu ile sağlanan hizmetler, telefon modeline ve servis sağlayıcıya göre değişmekle beraber en yaygın olarak kullanılanları, sesli görüşme ve kısa mesaj hizmetidir. Sesli ve yazılı görüşmenin yanı sıra görüntülü görüşme, görüntülü mesaj, müzikçalar, video oyunları, internet, veri transferi ve hatta ofis uygulamaları gibi tüm diğer bilgisayar işlevlerini kullanıcısına ulaştırabilir. Cep telefonları internet ve telefon bankacılığı hizmetlerinde kullanılabilir. Paypal gibi çevrimiçi hesapları kullanarak, sms aracılığıyla, satın alınan mal ve hizmetlerin ücretlerinin ödenmesi amacıyla kullanılabilir.
Cep telefonlarının tüm zararları kapsamlı olarak incelenememiştir. Tüm zararlarının ve insanlar üzerindeki etkilerinin daha detaylı incelenebilmesi için daha uzun bir zaman dilimine ihtiyaç duyulmaktadır.

Kanser ve beyin hücrelerine etkisi 

Finlandiya'da insan hücreleriyle ve canlı farelerle yapılan iki yıllık bir deneyin sonuçlarına göre cep telefonları zararlı maddelerin beyine kan yolu ile girmesini engelleyen kan bariyerlerine zarar vermektedir. Küçülen bariyerler beyne ulaşan zararlı molekülleri filtreleme görevini tam olarak yerine getirememektedir.[2] Selçuk Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, cep telefonu kullanımı alzheimer ve parkinson gibi hastalıkların oluşma riskini artırmaktadır.[3] Cep telefonu ve kanser arasındaki ilişkiyi araştıran günümüze kadar ki en kapsamlı çalışma Danimarka'da yapılmıştır. Aralarında 10 yıldan fazladır cep telefonu kullanan kişilerin de bulunduğu 420 bin kişinin katıldığı bu araştırma da cep telefonu ile hiçbir kanser tipi arasında bağlantı kurulamamıştır.[4] Bunun haricindeki araştırmaların çoğunda da cep telefonunun kanser riskini artırdığına dair bir bulguya ulaşılamamıştır.[4] Birkaç araştırmada, beyin kanseri olan kimselerde cep telefonu kullanılan tarafta kanser gelişme riskinin yüksek olduğunu gösteren bulgular elde edilmiştir. Ancak aynı kimselerin beyninin diğer yarısında kanser gelişme riskinin de düştüğü gözlenmiştir.[4] Bununla birlikte birçok kanser türünün vücutta oluşumu on yıldan fazla sürdüğü için, kablosuz telefonların özellikle insanlarda kanserojen etkisinin tam olarak incelenebilmesi uzun zaman gerekmekte ve deneklerin kablosuz telefonları bu süre zarfında yoğun olarak kullanan kimseler olması gerekmektedir.[5] İsviçre'nin Orebro Üniversitesi'nden Profesör Kjell Hansson Mild, birçok resmi raporun kablosuz telefonların zararsız olduğunu söylemesini çok tuhaf bulduğunu, on yıldan fazla kablosuz telefon kullanımının vücutta değişikliklere neden olduğunu gösteren güçlü bulguların bulunduğunu belirtmiştir.[5]

Baş ağrısı, görme ve işitmeye etkileri

Oyun, SMS gibi görsel öğelerinin uzun süre kullanımı göz yorulmasına ve baş ağrısına neden olabilir. Aynı şekilde sesli öğelerinin uzun süre, yüksek ayarda ve özellikle kulaklık ile kullanımı geçici ve kalıcı işitme kayıplarına ve baş ağrısına neden olabilir.

Dikkat kaybı

İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre direksiyon başında cep telefonu kullanımı dikkati %30 oranında azaltmaktadır. Bu etki yasaların izin verdiği maksimum alkol miktarının yaptığı etkiden daha fazladır.[6] Birçok ülkede direksiyon başındayken elde cep telefonu kullanımı kanunen yasaktır. Yasalarda yapılan son değişikliklerle "ahizesiz" (İngilizce: hands-free) kullanım da yasaklanmaya çalışılmaktadır.

Zararlarından korunma yolları

Cep telefonlarından tamamen uzak durmak pek mümkün görünmese de basit önlemlerle muhtemel zararları minimuma indirilebilir. İş makinası ve taşıt kullanırken cep telefonu kullanımından kaçınılmalı, yüksek ses ayarında ve uzun süre kullanılmamalı, çok gerekli olmadıkça hamile bayanlar ve çocuklar tarafından kullanılmamalıdır. Selçuk Üniversitesi'ndeki bir araştırmanın sonuçlarına göre, kulaklık ve mikrofon seti kullananların yaklaşık yüzde 80'inde, cep telefonundan kaynaklanan sorunların görülmediği ortaya çıkmıştır. Bir diğer sonuca göre ise telefondan tam sinyal alınamıyorsa, cihaz daha fazla elektromanyetik dalga yayacağı için konuşmanın kısa tutulması tavsiye edilmektedir.[3] 2001 yılından itibaren vücut tarafından absorbe edilen elektromanyetik dalga miktarı birimi (Specific Absorption Rate [SAR]) Avrupa'da standart hale getirilmiştir.[7] Birçok ülkede cep telefonu üreticileri SAR bilgisini tüketiciye vermek zorundadır. Düşük SAR'lı bir telefon modeli seçmek cep telefonlarının muhtemel kanserojen etkilerinden korunmada etkili olabilir. Kimyasal maddelerin doğaya vereceği zararları minimuma indirmek için ömrünü tamamlayan cep telefonları doğaya terkedilmemeli, geri dönüşüm yapılmalıdır.

kaynak

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

Hakkımda


Ben Poyraz Sahin Mühendislik mesleğimin yanında part time olarak blogger, seo, adsense ve internet dünyasına ait yazılar yazıyorum.

Son Yazılar İçin Abone Olun: